..

..

















ARABA
Erdal Akdoğan





Copyright © 2017 Erdal Akdogan
Tüm yasal hakları saklıdır!






















                                        Yayıncının Öz Sözü


  Erdal Akdoğan yeni nesil çağdaş yazarların en etkili kalemlerinden birisidir. Hikayelerinde kısa ama etkili bir yol izler. Kısa hikâye, öykü veya şiir kitaplarında mümkün olduğunca az kelimede çok şey anlatmayı sevmektedir. Okuyucuyu detaylara boğmadan, konuları çok net ve anlaşılır bir biçimde sunar. Okuyucuya kısa sürede okuyacağı sunumlar yapar. Kitapları kısa sürede okunur ve uzun süreli etkiler bırakır. Bu yazarın yazım karakteridir.












Yazarın Ön Sözü

  Kitaplarımı, okumayı sevdiğim biçimde yazıyorum. Kelimeleri özenle seçiyor ve anlatmak istediklerimi net biçimde anlatıyorum. Okuyucuya vermek istediğim duyguyu geçirmek için etkileyici ve kısa cümlelerle anlatmaktan keyif alıyorum. “Hap” tabir ettiğim şekilde yazıyorum; Kısa, etkileyici, net.

  Bu mini tiraji-komik hikâyede de yine okuyucuyu kelimelere boğmadan konuyu net ve anlaşılır biçimde sunmaya çalıştım. Bu mini kitabı Trende, Vapurda, Arabada, Gemide bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz ve üzerinde günlerce düşünebileceğiniz bir kurgu ile yazdım. Yeni hikayelerde buluşmak üzere, iyi okumalar dilerim. 





















  Ticaretle uğraşıyordum. Hızlı tüketim sektöründe içecek dağıtımı yapan bir işletmem ve bunu gereği olarak dağıtım arabalarım ve de çalışanlarım bulunuyordu. Şehir içinde market, lokanta, bar, cafe, büfe gibi işletmelere satış ve pazarlama yapıyorduk. İşim için iki tane ticari panelvan arabam vardı. Daha öncede işim için arabalar alıp daha sonra yenilemek amaçlı satmışlığım vardı fakat en son sahip olduğum iki tane aynı marka, aynı model ikinci el ticari araçtan çektiğimi anlatsam inanmazsınız. Askerlik anısı gibi düşünmeyin, yazacaklarım öyle tek düze değil tersine işin ruhsal derinliği, psikolojik travması, sadistliği ve mazoşistliği, kaderciliği hatta şizofrenik boyutları da bulunuyor. Bu yüzden anlatmak yerine yazmayı tercih ettim. Böylece tarihe not düşüyorum. Malum söz uçar yazı kalır. Tabi mahkemelik olmamak için araçların modellerini yazmayacağım. Çok bildiğiniz bir model olmadığını yazmam genel bir kanı oluşturmanıza sebep olmayacağından, kanıdan sebeple hukuki durumlarla karşı karşıya gelmemin de söz konusu olamayacağını düşünerek içim rahat şekilde hikayemi yazmaya devam edebilirim.

  Hayatınızda herhangi bir eşyanız için hiç “acaba düşünebiliyor mu?” diye kuşkuya kapıldığınız oldu mu? Sizi takip ettiğinden, sizin açığınızı aradığından veya zayıf anınızı kolladığından şüphe ettiğiniz oldu mu? Benim böyle kuşkularım çok oldu. Bunun psikolojide bir karşılığı var mı? bilmiyorum ama bazen bu iki arabanın aralarında konuştuklarını düşünmeme sebep olacak şeyler yaşadım.

   Biri arızalandığında diğeri de en geç ertesi gün, hatta o gün, hatta hatta on dakika sonra bile bir diğerinin arıza çıkardığını tecrübe etmişliğim vardı. Özünde eşya olan böyle mekanik aletlerin bana komplo kurma şansı milyonda bir bile olsa olabilir miydi? Bu ihtimali düşünmeme sebep olacak çok şey yaşıyordum ve her defasında kafayı sıyırdığıma kanaat getirip kendi açtığım konuyu kendim kapatıyordum. Böylece kazanan onlar oluyordu. Tuhaf!

  En sonunda birini sattığımda sapasağlam arabayı alan kişiden sattıktan on dakika sonra telefon aldım. Bana açar açmaz çemkirdi ve ona arızalı araba sattığımı, arabanın yolda aniden arızalandığını ve durduğunu bu yüzden de arabayı geri vermek istediğini söyledi. Tabi ona arızalı araba satmadığımı ve arabanın arızalı olmadığına dair ikna etmek için döktüğüm terleri ben biliyorum. Evet, nihayet arabadan birini satma kararı vermiştim ve satma kararı verdiğim araç kısa süre sonra birden arızalanmıştır, bu bir tesadüf müydü? Bilmiyorum ama ben arızasının tamirini yaptırmıştım. Hatta usta bana “bir an önce bu arabadan kurtul yoksa başına kalacak” da demişti ama bunu tabi ki alıcıya söylemem mümkün değildi.


   Bilmem dikkatinizi çekti mi arabayı satma kararı aldığımı yazdım ve bu karardan hemen sonra arabanın arıza çıkardığı ile cümleye devam ettim! Aslında benden ayrılmak istemediklerine ve bunlardan kurtulamayacağıma ben çoktan razı olmuştum, kader böyle bir şey olsa gerekti! Olandan kaçamıyordun! Araba benden ayrılmak istemiyor olabilir miydi? Yok daha neler? Dedim ve konuyu yine kapattım.







Yazarın haklarına saygı için kitabın devamını smashwords.com, kobo.com veya publitory.com'dan  alabilirsiniz. TIKLA